Bugün sizinle birlikte yüksek lisans tezimde yer alan bilgi kesitlerini paylaşacağım. Bu yazının paylaşım hakları sınırlandırılmıştır.
Depresif semptomların İBS ile birlikte görülme sıklığı yüksektir. Ayrıca İBS’ye sahip olmak, depresif semptomların gelişme riskini ise ikiye katlar. Günlük yaşam stresi ve fiziksel semptomlardan korkma ve bunların potansiyel sonuçları dahil olmak üzere psikolojik faktörler, İBS semptomlarının hem başlangıcını hem de şiddetini etkiler. Bu hastalarda anksiyete, depresyon ve işlevsiz bilişin daha yaygın olduğu bildirilmiştir. Strese duyarlı bir hastalık olduğuna dair güçlü kanıtlar vardır. Ek olarak İBS tedavisi, stres ve stres kaynaklı tepkilerin yönetimine çok dikkat etmelidir.
Her hasta psikoterapiye ihtiyaç duymaz, ancak özellikle yetersiz sosyal destek, tarihsel travmalar veya işlevsel olmayan ilişkileri olan hastalarda, psikoterapi erken dönemde düşünülmelidir. İlaç tedavisi, yaşam tarzı değişiklikleri ve diyet önerileri yanı sıra, psikoterapi İBS tedavisinde önemli bir destekleyici tedavi yöntemidir.
ANTİDEPRESAN KULLANIMI
Psikolojik bozukluklar İBS’li bireylerde yaygındır; antidepresanlar, kronik ağrılı bozukluklarda faydalı etkilere sahiptir. En sık trisiklik antidepresanlar kullanılır. İshal baskın veya ağrısı olan hastalar, özellikle net bir depresyonları varsa, trisiklik antidepresanlardan fayda görebilirler. Seçici serotonin geri alım inhibitörleri yalnızca TCA'lar etkisiz ise düşünülmelidir.
Uzman Diyetisyen Melike PEKCAN
IBS&SİBO ve Düşük FODMAP Diyetisyeni